Temel Kavramlar: Destek, Direnç ve Trend
Altuğ Duman
9/12/20235 min read


Bazen çok anılan ve bildiğimizi düşündüğümüz kavramların altında yatan fikirleri gözden geçirmek iyi bir fikir olabilir. Bu yüzden destek, direnç ve trend gibi her analizde mutlaka adı geçen basit ancak çok temel kavramları yazımıza konu edindik. Mum grafiklere dair kısa bir özet sunduğumuz yazıyı, burada bu yazıdan önce okunması gereken bir yazı olarak tavsiye edebiliriz. Aslında bazen zor konuları anlamanın en kolay yolu, kısa ancak geçerli ve güçlü bilgileri taze tutmaktan geçebilir ve bunu sistematik olarak yapmak da fazlaca avantaj sağlayabilir. İşte bu bakış açısıyla yine hap gibi bir yazı içeriği: Destek, direnç ve trend.
Destekler ve Dirençler
Destekler ve dirençlerin çokça kullanılan kavramlar olmasına karşın, bundan anladıklarımız kısıtlı olabilir ve aşması oldukça kolay bir problemdir. Destek, genellikle fiyat eğrisinin değdiğinde aşağı doğru kırması zor olarak tanımlanan seviyelerdir. Kırılabilir, ancak kırmasının yüksek bir olasılık olmadığına inanırız. Direnç, genellikle fiyat eğrisinin değdiğinde yukarı doğru kırması zor olarak tanımlanan seviyelerdir. Kırılabilir, ancak kırmasının yüksek bir olasılık olmadığına inanırız. Demek ki destek aşağıda ve direnç yukarıda ekseriyetle dikkat edeceğimiz seviyeler olabilir. Bir destek, ne kadar çok önceden test edilmiş ve ne kadar çok çalışmışsa, yani fiyat geçmişte ne kadar çok desteğe temas edip kırmak yerine geri dönmüşse, bahsi geçen desteğin o kadar güçlü bir destek seviyesi olduğunu söyleyebiliriz. Bunu direnç için de aynen tekrar etmek doğru olacaktır. Bu destek veya direnç seviyesi kutsal bir seviye olduğu için inanmayız, farklı insanların da buna inandığını ve aynı seviyeden işleme gireceğini varsayarız. Bunu yalnızca tekil şahıslar için değil, "smart money" veya fon sahipleri için de varsayarız ve bu varsayımın doğruluğu geçmişle oldukça bağlantılıdır. Ancak geçmişe bağımlı bir tahminin olayın geçmişten farklı gerçekleşme şansı her zaman olduğu için, bunu kesinkes bir kural saymak mümkün olamaz. Yine de, rağbet edildiğinde bunun hiç azımsanmayacak bir teknik olmadığı açıkça anlaşılacaktır.
Destek ve dirençler kırıldığında ise, bunun devamında mevcut hareketin -direnci veya desteği kıran hareketle aynı yönde hareketin- devamı beklenir. Mesela bir fiyat eğrisinin iki kere kıramadığı bir direnci üçüncü seferde kırması, fiyatın yukarı yönlü ciddi bir momentum kazanacağını bize düşündürmelidir. Ve kırılan direnç veya destek, üst paragrafta anlatılan bir direncin veya desteğin güçlü olma prensiplerini ne kadar karşılıyorsa bundan sonraki aynı yönlü hareketin o kadar güçlü olması beklenir. Velhasılıkelam, sert vurulan duvar hızlı yıkılacaktır. Ancak burada tutarlı ve anlamlı olsa da insanların mutlaka unutma eğiliminde olduğu bir teknik paylaşmak zorunludur. Destekler veya dirençler kırılmadan önce, fiyat buradan döner varsayımıyla işlem açmak, rastgele işlem açmakla tamamen aynı sayılabilir. Direnç yahut destek, kırıldığı zaman yahut temas ettiği halde fiyatın geri döndüğü -test ettiği- durumlarda alım yapmak gerekir. Fiyat eğrisi, belirlenen ve önem verilen seviyeye gelirken karar alınmamalıdır, geldiğinde karar alınmalıdır. Ayrıca, satıcıları arz ve alıcıları talep olarak eşleştirirsek, direnç ve destekler arz ile talebin dengelediği, dolayısıyla alıcı ve satıcı sayısının birbirine çok yakın olduğu bölgeler olarak da yorumlanabilir. Dolayısıyla, alıcı mumlar ve yükselişler ile direnç seviyesine gelene kadar alıcıların baskın olduğu piyasa, direnç noktasına geldiğine alıcılar ile satıcıların dengelendiğini ifade eder. Ayrıca direncin kırılması veya kırılmaması hikayesi de buna bağlanabilir. Direnç aşılmışsa, alıcılarla satıcıların dengelendiği bölgeden alıcıların yanı talebin, fiyat dirençten geri dönmüşse satıcıların yani arzın üstün geldiği söylenebilir. Bunun tersi, destekler için aynen geçerli olacaktır.
Biz yalnızca daha önce denenmiş bölgeleri direnç veya destek olarak tanımlasak da, bunu geleceğe dair tutarlı bir tahmin olacak şekilde, hiç varılmamış bir bölge için de belirlemek mümkündür. Benim en çok faydalandığım teknik Bollinger Bantları ile destek ve direnç tespiti olsa da, basit (sma), üssel (ema), Kaufmann (Kama) gibi hareketli ortalamalar veya fibonacci seviyeleri vasıtasıyla belirlemek mümkündür. Gelecekteki yazılarda tüm bu saydığımdan daha fazla indikatör anlatılacağından, bunların teknik detaylarına girmeyi uygun bulmuyoruz. Ancak bu konuda mutlaka daha fazla detay verilmeli.
Trendler
Trend, aslında günlük hayatta kullandığımız anlamına oldukça yakın manalar taşıyabilen bir teknik kavramdır. Piyasanın baskın eğilimini, yani o dönem rüzgarın nereden estiğini anlatmaya yarar. Farklı yaklaşımlar mümkün olsa da biz trendleri; yatay trendler (trendsizlik, testere, range), yükseliş trendleri ve düşüş trendleri olarak üç ana gruba bölmeyi uygun görüyoruz. Yatay trende sahip piyasalar, aslında bir kararsızlık içeriyor olabilir. Ne alıcılar ne satıcılar belli bir fiyat aralığı boyunca baskın gelemez ve fiyat eğrisi bu belirli bölgeler arasında salınım yapar. Genellikle düşük volatilite -düşük oynaklık- içerir ve yatay trend karakterinin eninde sonunda volatil -oynak, yükseliş veya düşüş barındıran- bir karaktere evrileceği düşünülür. Bu tezin arkasında sıkışmaların yani trendsiz piyasaların yerini, alıcı ve satıcıların dengede olduğu durumun yani arz ve talebin dengesinin yerini bir dengesizlik, ya alıcı ya satıcıların baskın olduğu bir piyasa tipinin alacağı fikri yatar. Fiyat eğrisinin yeni tepesi eski tepeden yüksekse ve yeni dibi eski dibinden yüksekse yani fiyat sürekli yeni yüksek dipler ve yeni yüksek tepeler yaparak ilerliyorsa, buna yükseliş trendi var demek mümkün olabilir. Esasen, bu tarih aralığında alıcıların gücü satıcılardan daha çoktur, talep arzı geçmiştir. Bu tarz bir dönemde, fiyatın yükselmesinin düşmesinden daha olası olduğu varsayılır. Bu prensiplerin tam tersi de düşüş trendi için geçerli olacaktır. Demek ki düşüş trendlerinde desteklerin ve yükseliş trendlerinde ise dirençlerin kırılma olasılığı daha çoktur. Trendler hakkındaki bu kavramlara ileride Dow Teorisi makalemiz vesilesiyle daha detaylı değineceğiz.